
Yaşam bir film şeridi, ölümse bir fotoğraf karesidir
Metin Edirneli
Bir fotoğraf karesine yüzlerce sayfadan oluşacak romanları dolduracak yaşam öyküleri sığar…
Bu da üç kardeşin romanlara konu olacak hayatlarının karesi.
Yer ve zaman tam belli değil. Tahminim 1968'de, son bir iki asırdır yüzbinlerce ailenin, milyonlarca insanın yaşadığı, bitmeyen göçlerde olduğu üzere hareket öncesinde veya varılan noktada geriye bırakılan bir anı.
Belki bilinmeyen bir yolculukta kaybolup gitmeye karşı biz vardık demenin adı belki de gelecek nesillere bizi unutmayın mesajı.
Mekân, büyük bir olasılıkla Cebel, Mestanlı veya Kırcaali, ya da varılan nokta olan Manisa-Akhisar.
Karede, 5 kardeşten Türkiye'ye yola çıkan veya varmış bulunan 3 kardeşin ailesi yer almakta. Çünkü, bu tür fotoğraflar göç edenlerin öyküsünden oluşmakta. Doğal olarak daha önce göç etmiş bulunan Ayşe halam ile geride kalan 27 yaşında vefat eden rahmetli Sabri amcamın ailesi yer almamakta.
Göç ne mı? Göç iste bu fotoğraf.
Göç, parçalanmış yaşamlar, aileler, ayrılıklar, acılar, hüzünler; her şeyi geride bırakma, bitmeyen yolculuklar, özlemler, var olma mücadelesi, duygularını bastırma, yeniden dirilme, hayatta kalma mücadelesi varım diyebilme ve meydan okumanın adıdır.
İste bu fotoğraf, tüm bunların ifadesi ve kendisidir...
Fotoğrafta en arka sırada soldan sağa rahmetli babam Muhammet Edirneli, genç yaşta vefat eden rahmetli ağabeyim-kuzenim Fikret Yılmaz, amcam Aliosman Sönmez, rahmetli amcam Sadullah Yılmaz; orta sırada soldan sağa rahmetli annem Fatma Edirneli, Rahmetli yengem Nutiye Sönmez, ağabeyim-kuzenim Remzi Sönmez, rahmetli babaannem yani nenem (ninem) Hafize Yılmaz, rahmetli yengem Arzugül Yılmaz; ön sırada ağabeyim-kuzenim Sabri Yılmaz, ablam-kuzenim Ayşe Sönmez, ablam- kuzenim Fatma Yılmaz Güre ve en önde de ben...
Rahmet, saygı ve sevgiyle!