Leyla ÖNER

Son perde, son tango

Leyla ÖNER

Yeni bir seçim arefesindeyiz.
Hatta ilk büyük “zafer” bir sandıktan çıktı, şimdi her yerde zafer naraları atılmakta…
Büyük endişe ile izliyorum, ortada bir kılıç var sanki - ortak karara uymayanın kellesi uçacak kesin.
Kimse “başkanın” sözünden çıkamayacak!
Azınlıklar, azınlık olalı, bu kadar kin ve nefret toplamamışlardı.
Önceki yönetimin amacı asla iktidar olmak değildi; çoğunluk sayesinde zenginliklerine zenginlik kattılar.
Ama bu defa çok farklı, zaten zengin olan birinin iktidar hırsına yardımcı olacaklar…
Destek olmayanın vay haline!
Hiç bu kadar silik olmamışızdır, ayakları ve kolları olan oy pusulaları gibiyiz.
Ağız yok, göz yok, kulak yok, olup bitenleri idrak edecek bir beyin yok…
Korku, tavan yapmak yolunda.
Cumhurun başkanına hakaret eden, oy vermeyeni yumruğu ile sinek gibi ezer.
Olup bitenler, ne kadar kişiliğimizi kaybetmiş olduğumuzun bir göstergesidir.
En son seçimlere otuz parti katıldı. Her biri başkanlarıyla, üyeleriyle açık açık konuştu.
Ama bizimkiler, tek bir oturuma bile katılmadılar.
Televizyona çıktıkları zamanlarda, birbirlerine tükürmekten başka bir şey yapmadılar.
Gözleri ve yüzleri nefretten çirkinleşmiş “büyüklerimiz”, tükürmekten ağızları kurumuş liderlerimiz…
Gezdiğim yerleşim yerlerinde “misafir evlerinden” başka bir şey yok.
Bu bana bir dönem SAPARD destekleriyle yapılan o soygunları hatırlattı.
“Partimizin” önde gelenleri, bir değil, birkaç ev yapmışlardı, bu verilen paralarla. Bakanlık ellerindeydi, muslukları açıp kapayan onlardı.
Televizyonlar, gelip röportajlar yapıyordu - "misafir evlerini" çekip “misafir evi müdürleriyle" konuşuyorlardı. Bulgarca bilmeyen, şalvarlı bizim “tizelerdi”, bu kadınlar.
Unutmam o yayını, izlerken yüzüm kızarmıştı.
Sahi uzun boylu dayısı kara bir “başkanımız” vardı. Nerede kaldı o, onun da kayınvalidesi “hotel müdüresiydi"…
Ama saltanat uzun sürmedi, Avrupa yolsuzlukları duydu ve paraları geri istedi.
Dosyalar kabardı haliyle, işlerin nereye vardığının en açık göstergesi,
“onursalın” komple iç çamaşırlarıyla beraber, başkasına ait saray yavrularından sokağa atılmasıydı.
Tabii ki de, bu manzara karşısında halkımız korkudan dondu kaldı…
Bir ilah gibi “taptığımız başkana” hiç bu reva görülür mü? Bunu yapanlar sıradan, ezilmiş ve ikinci sınıf insanlara neler yapmazdı…
Vah halimize vah! Bu kadar oy potansiyeli, ancak bu kadar kötü yönetilirmiş meğer.
Allah akıl ve fikir versin!

Yazarın Diğer Yazıları