
Evi boş bırakmadık, avluyu kurutmadık...
Leyla ÖNER
LEYLA'NIN GÜNLÜĞÜ…
Biz, göç ederken kapıyı kilitlemedik; çünkü bir gün geri dönmek değilse bile,
birilerinin döneceğine inandık.
Çocuklarımız bizimle geldi. Acıyı da gördüler, umudu da.
Sonra büyüdüler, kendi hayatlarına karıştılar.
Şimdi torunlarımız var.
Yeni bir dil, yeni bir kültür, yeni bir dünya içinde büyüyorlar ve belki artık bizden başka her şeye benziyorlar.
Ama yine de, içimizde bir umut var. Bir gün, bu kapıdan onlar da girer… Bahçedeki taş yolda yürür, sarnıcın başında durur, bir tabak ev yemeği yer, bir ağacın altında dedesinin hatırasını hissederler diye.
Biz köyde kalmadık, ama köyü yaşattık. Evi boş bırakmadık, avluyu kurutmadık.
Her yıl biraz daha yaşlandık ama her yıl evi biraz daha güzelleştirdik; çünkü torunlar geldiğinde “burası da sizin” diyebilmek istedik…
O kapı hâlâ açık. Sadece evimize değil, köklerine, kimliğine, aidiyetine çıkan bir kapı bu.
Bir gün gelirler mi, bilmiyoruz!
Ama bilsinler ki; geldiklerinde bir anahtar aramalarına gerek yok; çünkü o kapı, hep onlar için açık kaldı…