Kadriye Latif ve Vasil Levski arasındaki seçim meselesi -

Kadriye Latif ve Vasil Levski arasındaki seçim meselesi


Bugün Kırcaali'nin merkez caddesine yolum düştü.

Ülkenin resmi milli kahramanlarından Vasil Levski'nin mermer anıtı önünde çok güzel ve şık tuvaletleriyle göz kamaştıran neşeli liseli Türk gençleri anı fotografları çektiriyorlardı.

Bu akşam onların mezuniyet balosu var ve bu anlamlı günü ölümsüzleştirmek için Levski'nin anıtı önünde sıraya giriyorlar...

Ne var bunda diyeceksiniz!

Sonuçta Vasil Levski ülke kahraman, fakat aynı zamanda kendisi Osmanlı rejimi isyankarı ve masum Türklerin katili...

Anıt önünde kadraja girenlerin Türklük bilinci ve azınlık aidat boyutunu irdelersek çok farklı uçlara gidebiliriz.

Hatta, şaşkın birileri tarafından pantürkizm damgası hemen alnımıza yapıştırılır. Ben ise sadece özümüzle barışık, yabancılaşmadan yaşamayı arzuluyorum... 

Bu genç neslin Türklük bilincinin gelişmesi için yeterince olanak sağlandı mı?

Hayır!

O zaman Türklüğün bir ülkü olduğunu nereden bilsinler...

Bu Türk asıllı liseliler, kendi toplumunun milli kahramanlarını biliyorlar mı?

Hayır!

Nereden öğrensinler? Ne gazeteleri, dergileri ve kitapları var...

Kırcaali gibi bir Türk diyarında, burada yaşamış ve halen yaşamaya devam eden Türklerin tarih ve kültürüyle ilgili anıtlar neden önemsenmeyecek kadar az veya hiç yok sayılır.

Aslında Osmanlı zamanından kalma bazı binalar halen mevcut.

Daha sonraki yıllarda inşa edilen Medrese binası da duruyor, fakat onlar bizim azınlığın elinden çoktan çalınmışlar.

Türk bilinci demişken, aynı bu liseli gençlerimiz nereden bilsinler ki, o güzelim eski Medrese binasını vaktinde onların dedeleri yapmış.

Şimdi orası başka bir yavuz hırsızın tarih ve kültür müzesi.

Konuyu uzatmayayım, siz beni anladınız.

Vasil Levski'nin tam karşısında boy gösteren Kadriye Latif anıtı önünde, o şık elbiselerinizle fotokareye gireceğiniz o günü ise şimdilerde ben hayal bile edemiyorum...

YAZIYI PAYLAŞ!