VERİMSİZ SİYASİ  DÜZENE VE YAPIYA KARŞIYIZ

* Bugünlerde DPS saflarında bayram var. Bayramınız kutlu olsun ama diğer düzen partilerinden bir farkınız bulunmuyor. * Zaten bizim insanımız eskiden olduğu gibi, şimdi de devletçidir. DPS'yi de bir devlet partisi olarak görmeye devam etmekte. Yüzde yüz oy vermeler, bir nevi alışkanlık olmuş...

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

VERİMSİZ SİYASİ  DÜZENE

VE YAPIYA KARŞIYIZ

Konstantin Mişev'i tanırsınız, Amerika'da yaşayan iyi bir gazetecidir. Dünkü seçimlerden hemen sonra bir not düştü; "İki yıl öncesi DOST partisi 100 000'den fazla oy kazanarak, Doğan'ı yaralamıştı ama ondan sonra susmuştu. Neden sustu? Bunu ben anlayamadım..." Bu doğru söze ne denebilir?

DOST'u bir antidoğanist hareket olarak algıladığımızdan ve hedeflerinden sapmadığı müddetçe, bizler de her zaman bu partiye karşı iyi duygular beslemeye devam edeceğiz.

DOST partisini, katıldığı ilk seçimlerden sonra baş dönmesi mi tuttu, ya da büyük zorluklarla mı karşı karşıya kaldı ama gerçekten çok uzun bir süreç sesi ve soluğu çıkmadı. Halbuki, hiç de böyle olmamalıydı.

Evet, Bulgaristan'daki Türkler, 1989 yılında, isyan ederek, ülkelerini komünizm esaretinden kurtardılar.

Konstantin Mişev gibi ileri görüşlü gazetecilerin umudu şimdi yine bizde, yeniden Bulgaristan'ı kurtarmamızı bekliyor, çünkü kendi etnosundan o da umudunu kesmiş durumda.

1989 yılında, kimse bizden, bu hamleyi beklemiyordu. Hele komünist idareciler, kendi gücünden pek emindiler ama bize yenik düştüler ve dünyayı şaşırttılar...

Bu anlamda bizden "ikinci bir kurtarma operasyonu" beklemek şimdilik hayal gibi gözükmekte, çünkü bu sefer ilk önce, kendi öz kardeşlerimizle çatışmaya girmemiz gerekiyor.

Bunu ise asla tasvip edemeyiz, çünkü DPS saflarında olanların arkasında, sınırsız devlet dayanağı bulunmakta. Zaten bizim insanımız eskiden olduğu gibi, şimdi de devletçidir. DPS'yi de bir devlet partisi olarak görmeye devam etmekte. Yüzde yüz oy vermeler, bir nevi alışkanlık olmuş...

Sonra, bir takım akıl küplerinin ima ettiği gibi, bizim Türklerle, yani kendi aramızda bir kavgamız bulunmuyor. Bizim kavgamız sadece Bulgaristan'da varolan verimsiz siyasi düzene ve yapıya karşıdır.

Bugünlerde DPS saflarında bayram var. Bayramınız kutlu olsun ama diğer düzen partilerinden bir farkınız bulunmuyor.

Şimdiye kadar da vardınız Avrupa Parlamentosu'nda, Bulgaristan'daki Türklerin lehine ne gibi kazanımlarınız oldu? Ülkemizdeki ilk Türk Üniversitesini Peevski veya Mihaylova mı açacaklar?

DOST'un durumu ise ortada. Şimdilik DPS'yi mağlüp etmesi beklenemez. Bu seçimlere de zaten, kendi gücünü test etmek için girmedi mi? Hiç bir varlık gösterememesinin ise övünecek bir yanı yok.

Ortada DOST partisinin cılız bir örgütlenmesi mevcut ama siyasi arenada gerçek anlamda çalışmış olsalardı, bunları ülkemizde yaşayan Türklerin yarısından fazlası desteklemiş olurdu.

Bunca antidoğanist ve antidepesar varken, neden o zaman bu insanlar DOST'a oy vermediler?

Neden, bu muhalif Türkler sessiz kalmayı tercih ettiler?

Neden seçimlere katılmadılar? Ya da gidip, GERB partisine oyunu verdiler...

İki yıl öncesi, DOST'un kazandığı 100 000 oy, demek işte bu DPS muhalifi seçmenlerin oyu oluyormuş.

Bir de göçmen ve Avrupa'daki gurbetçi faktörlerini asla unutmayalım.

İki yıl öncesi, sadece Bursa'dan Kırcaali'ye 300 otobüs yönlendirilmişti. DOST partisinin o günkü oylarının çoğunu göçmenler sağlamıştı. Bu sefer göçmen camiası seçimlere katılmadı. Sadece Kırcaali ilinde 100 000 vatandaşın seçimlere katılma imkanı ellerinden alınmış durumda.

Bu sefer Türkiye'den maddi bir destek de gitmedi. Her seferinde göçmen ve işadamları dernekleri, bir şekilde Bulgaristan'daki seçimlere finansal destek sağlıyorlardı ama son yıllardaki mevcut savurganlık, buna da engel oldu...

Mümin TOPÇU

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN