ŞİKAGO'YA GİTTİK GELDİK, ÇİFTE STANDARTI ORADA BULDUK...

Cumhurbaşkanının 'Bu nesli elimizden kaçırırsak, bu neslin çocukları Bulgar bilincine sahip olmayacaktır!' tezinin doğruluğu tartışılmaz bir gerçektir, çünkü bir kişinin etnik ve milli kimliğini oluşturan temel unsur dildir. Cumhurbaşkanı, daha da ileriye giderek, Şikago'daki Bulgar toplumumuzu İllinois eyaletinde, Bulgar dilinin oradaki eğitim sisteminde resmi dil olarak kabul edilmesinde gösterdikleri başarılı çabayı tebrik ederek, bunun ABD' nin diğer eyaletlerinde de gerçekleşmesi yönündeki ümidini dile getirdi...

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

ŞİKAGO'YA GİTTİK GELDİK, ÇİFTE STANDARTI ORADA BULDUK...

Ulusal ve etnik azınlıkların ana dilde eğitim hakkını kısıtlayan Ukrayna'nın Eğitim Kanunu, Bulgaristan’daki kurumlarda şiddetli tepkilere yol açtı.

DOST, bu konu hakkında son derece hassastır. Tesadüf değildir ki, ana dilde eğitim hakkı ve seçim kampanyası sürecinde ana dilinin serbestçe kullanımı konuları partinin tüm kurululş belgelerinde ve bütünsel siyasetinde kilit rol oynamaktadır.

DOST, Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Yunanistan Dışişleri Bakanları'nın ortaklaşa imzaladıkları ve Ukrayna Dışişleri Bakanı'na ilettikleri mektupla ve Bulgaristan hükümetinin görüşüyle hemfikirdir.

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev de, Ukrayna, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, ABD, İngiltere, Almanya ve hangi ülkede olursa olsun, fark etmeksizin, ülke sınırları dışında bulunan Bulgarların kendi ana dilinde – Bulgar dilinde, eğitim hakkına sahip oldukları konusunda daha da kesin konuşmaktadır.

Cumhurbaşkanının; “Bu nesli elimizden kaçırırsak, bu neslin çocukları Bulgar bilincine sahip olmayacaktır!” tezinin doğruluğu tartışılmaz bir gerçektir, çünkü bir kişinin etnik ve milli kimliğini oluşturan temel unsur dildir. Cumhurbaşkanı, daha da ileriye giderek, Şikago’daki Bulgar toplumumuzu İllinois eyaletinde, Bulgar dilinin oradaki eğitim sisteminde resmi dil olarak kabul edilmesinde gösterdikleri başarılı çabayı tebrik ederek, bunun ABD’ nin diğer eyaletlerinde de gerçekleşmesi yönündeki ümidini dile getirdi...

Lakin, Cumhurbaşkanının da hemfikir olacağını temenni ederek, bu davanın daha verimli olması için, Bulgaristan’ın ülke sınırları dışında bulunan vatandaşlarının yasal haklarının savunma çabası, ancak Bulgaristan’ ın konuyla ilgili düzenli iç siyaset yürütmesiyle ve kendi sınırları içerisinde bulunan farklı azınlıklara mensup kişilerin de tartışılmaz yasal haklarını garanti altına almasıyla güçlenecektir.

Başarılı ve sürdürülebilir devlet politikasında çifte standartlara yer verilmemelidir, yani yurt dışındaki Bulgarlar ile ülke içindeki azınlıklara farklı standart uygulanmamalıdır.

Ne acıdır ki, Bulgaristan’ ın bu konudaki iç siyaseti, ülke sınırları dışında bulunan vatandaşlarımıza uygulanmasını talep ettiğimiz standartlardan çok uzaktır.

1. Son nüfus sayımı verilerine göre, Bulgaristan’da sayıları yaklaşık 1 miyona yakın olan azınlık toplumunun eğitim çağında olan çocuklarının sadece 10 000 civarı, kendi ana dilini- Türkçeyi okumaktadır. Bu sayının az olmasının temel sebebi Bulgaristan’daki Eğitim Kanunu'nda yer alan ana dilde ders konusunun seçmeli ders olarak tanımlanması ve koreografi dersi ile aynı sıraya konulması gibi çeşitli düzensizliklerden kaynaklanmaktadır.

Eğitim müfredatına ana dilde eğitim dersinin zorunlu ders olarak konulması teklifine, HÖH ve DOST hariç, Parlamentoda bulunan tüm siyasi partilerin, aynı zamanda tüm başbakanlar, bakanlar, hatta ne yazık ki, cumhurbaşkanları tarafından bile organize şekilde itiraz edilmektedir.

Yani, yurt dışında bulunan Bulgaristan vatandaşlarının haklarının savunulmasında, olağanüstü bir çaba sarfeden kişiler farklı azınlıklara mensup, kendi vatandaşlarına kabul edilemez bir şekilde çifte standart uygulamaktadır.

2. Seçim yasası, açık bir şekilde ana dili konusunda ayrımcılık yapmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve birçok Uluslararası Antlaşmaya aykırı bir şekilde seçim kampanyası sırasında ana dili kullanım yasağı uygulanmaktadır.

Ayrımcılık içeren bu yasaya dayanarak şahsıma, bazı HÖH milletvekillerine, hatta Avrupa Parlamentosu'ndaki Bulgaristan temsilcilerine, bir çok kez 2 000 leva tutarında para cezası kesilmiştir. Lakin, 681 leva değerinde şahsıma kesilen bir para cezası ayrı bir art niyet içermektedir. Bulgaristan devletinin kuruluş yılına göndermede bulunan bu para cezasının amacı, kendi etnik ve dini farklılığımdan dolayı, bir nevi yabancılığımı yüzüme vurmayı hedeflemekte ve sürgün edilmek istemiyorsam, kendi dilimden, yani kişiliğimden vazgeçmem gerektiği yönünde göndermede bulunan ırkçı bir dayatmadır. Amma velakin, sayın devleti yöneten beyler, bilin ki, bende 681 yılında kurulan Bulgaristan’ın evladıyım ve bu topraklarada gerçek anlamda hür ve eşit haklara sahip olarak, devletin vatandaşlarına sağlamaya mecbur olduğu kimlik koruma konforunu, herkese sağladığı gibi, bana da sağlamasını talep ediyor, asimile olmadan yaşamak istiyorum.

Bizim vatanımız ancak bu şekilde birlik ve bütünlük içerisinde olacaktır.

Lütvi MESTAN,

DOST Partisi Genel Başkanı

Editörün notu; Bu yorum Facebok'tan alınmıştır. Başlık bize aittir.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN