DOST GRUBUNUN KAPATMA SEBEBİ

Önceki gün arkadaşlar söyledi. DOST Partisi kurulduğunda, kahraman kesilen birisi, bu isimde bir grup kurmuştu. Dava, dava diye atıp tutan kahramanımız, şimdi de aniden bu grubu kapatma kararı almış. Bazı grup üyeleri de, bayram değil seyran değil, durup dururken, bu nereden icap etti diye birbirlerine sorular soruyormuş. Biz söyleyelim Grubu kapatmasını, peşinden gittiği eleman istemiş.

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

Haftanın özeti – 5.

DOST GRUBUNUN KAPATMA SEBEBİ

Önceki gün arkadaşlar söyledi. DOST Partisi kurulduğunda, kahraman kesilen birisi, bu isimde bir grup kurmuştu. Dava, dava diye atıp tutan kahramanımız, şimdi de aniden bu grubu kapatma kararı almış. Bazı grup üyeleri de, bayram değil seyran değil, durup dururken, bu nereden icap etti diye birbirlerine sorular soruyormuş.

Biz söyleyelim; Grubu kapatmasını, peşinden gittiği eleman istemiş.

Neymiş? Bu eleman camianın başına geçmek için girişimlerde bulunacağından, DPS'liler destek vermez diye, yanındaki ayakçısına grubu kapattırıyor.

Bunlar böyle kişiler işte. Bu eleman, herkesin önünde verdiği sözü tutmaz.

Diğeri, iki yıldır davadır mavadır ayaklarına sözler sallar, ki iki yıldır bakıldığında, bunu sahalarda, insanımızın arasında ne gören var ne duyan, ilk fırsatta davayı da mavayı da unutup, akıllarınca tarafsız görünmek için grup kapattırırlar.

Yav, arkadaş, insanın bir duruşu, bir haysiyeti olur ya!

DOST' sa DOST, DPS ise DPS, CHP ise CHP, AK Parti ise AK Parti, ne var ki bunda?

Bir partiyi destekleyip, camianın başına geçen kişi, camiamızı o partinin arka bahçesi mi yapmış oluyor?

Yarın öbür gün, Prof. Emin Balkan, camianın başına geçtiğinde, İYİ partiden gidip milletvekili olursa, şu anda Milletvekili olan eski başkan, camiamızın teveccühü ile tekrar Bal-Göç'ün başına geçerse, Bal-Göç derneği, CHP'nin arka bahçesi mi olmuş olacak? Böyle bir düşünce tarzı olabilir mi?

Zaten tüm camiaların yönetimlerinde her siyasi partiye mensup fazlasıyla temsilcisi var. Örneğin Rumeli Dernekleri Federasyon Başkanı Sn. Şuayip Toprak veya Erzurumlular Federasyonu Başkanı veya Batı Trakya derneğindeki başkanlar, her zaman siyasi tercihini belli etmişlerdir, hatta defalarca seçimlerde, oralardan gerek milletvekili, gerek belediye başkanı veya meclis üyesi için aday adayı da olmuşlardır. Bu tür tercihlerde bulundukları için, başında bulundukları STK'ları, şu veya bu partinin arka bahçesi mi yapmış oldular?

Kaldı ki, kurucu başkanımız rahmetli Mümün Gençoğlu başta olmak üzere, daha sonra buralarda yöneticilik yapmış kişilerin şu veya bu şekilde her zaman siyasi bir tercihleri olmuştur veya aday adayı süreci yaşamışlardır. Bir STK'nın başında bulunan kişi, öncelikle temsil ettiği topluluğun çıkarlarını savunmak için gayret sarf eder ve gönlündeki partiden aday adayı oluyorsa, kendi camiasına daha iyi hizmet edebilmek için aday olur.

Ki bunun sayısız örneği vardır. Bundan dolayı, bir kişinin siyasi bir tercihi var diye, başında bulunduğu kuruluş o partinin arka bahçesi olmaz. Bir kişinin tercihi varsa, bunun arkasında dimdik durur. Bu duruş başka, kurumsal olarak tarafsız duruş sergilemek ise apayrı şey. Sırf tarafsız görünmek için, sahtekarlık yapma gereği duymaz. İşte bundan dolayı, bu tür ilke yoksunu kişilere karşıyız. Camianın başına geçme meraklı olan eleman sözünde durmaz, bunun ayakçılığını yapan lafta dava kahramanı kesilir. Allah aşkına, bu zihniyet mi, bu camiayı şaha kaldıracak? Bunlar mı insanımızın haklarını ve çıkarlarını savunacak?

Bi gidin Allah aşkına ya!

Yaşanan sürecin iyi tarafı da var. Bu sürecin iyi tarafı da, artık bu camianın fuzuli adamlardan temizlenecek olmasıdır. Böyle dönemlerde herkesin gerçek yüzü ortaya çıkar. Bu camiada düşüncesi ve görüşü ne olursa olsun, herkese ihtiyacımız var. Herkese ihtiyaç var, ancak yapıcı ve pozitif katkı yapanlara, fitne ve bozgunculara değil. Ama her şeyden önce, burada esas olan, ortak akıl olmalı, ekip çalışması olmalı.

Artık birbirimizin kusurunu aramaktan vazgeçelim. Pozitif katkı yapma gayreti içinde olalım.

Herkesin verebileceği bir katkı vardır. Bu bilinç ile hareket etmeyi başarmak zorundayız .

Yoksa, eski tas eski hamam devam eder, kıraathane köşelerinde sızlanmaya aynen devam ederiz…

(Devam ediyor)

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN