BORANA

Dolabın sağına soluna bakındım. Hem çabuk, hem lezzetli olacak bir yemek aklıma gelmişti, küçük bir tencerenin yarısına kadar su doldurup, kaynaması için ocağa koydum.

BORANA

 

En sonunda evime döndüm. Köpeğim Şans gibi, bende çok mutlu oldum. He zamanki gibi, ilk yaptığım şey, önce mutfağa girip, kendi ellerimle yemek hazırlayacaktım . Evdekilerde, bende çok özlemiştik birlikte sofraya oturmayı..

Rahmetli babam, çok severdi yemeklerimi. Ne yaparsam yapayım;

"Çok lezzetli olmuş kızım, ellerine sağlık!," demeyi asla ihmal etmezdi.

Dolabın sağına soluna bakındım. Hem çabuk, hem lezzetli olacak bir yemek aklıma gelmişti, küçük bir tencerenin yarısına kadar su doldurup, kaynaması için ocağa koydum.

Sonra da birkaç diş sarımsağı, ince ince doğradım, daha lezzetli ve çabuk olsun diye, onların iyice dövülmesini için annemden yardım istedim. Kaynamış olan suya, tuz ilave ettim. İçine tek tek yumurtaları kırdım. Her kişi başı için ikişer yumurta hesapladım. Yumurtanın sarısı hafiften çiğ kalmalıydı. Bence, çok pratik ve sağlıklı bir akşam yemeği olacaktı. Yoğurdumu da güzelce çırptım. İçine sarımsakları ve biraz tuz ilave ederek, az yağda toz kırmızı biber bile kavurdum. Normalde haşlanmış patates, ıspanak falan da katılır ama bu yemeğin sadesi de çok leziz olur...

Daha sonra, yumurtaları tabaklara yerleştirdim. Üzerlerine birazcık sarımsaklı yoğurt ve kızarmış yağ serpiştirdim. Süs olarak ta bir dal maydanozu yerleştirdim. Kuru nanede cabası. Çok nefis bir görüntü oldu.Önce annem baktı tadına.

- Nasıl olmuş anne, tuzu falan iyi mi?

- İyi, iyi olmuş,kızım...

Bende masaya geçerek, afiyetle kaşığa sarıldım...

- Yumurtalar, sanki biraz çiğ kalmış dedim. Ama kimseye belli etmemek için iştahla yiyordum. Baktım ki çatalla bitecek gibi değil.

Rahmetli babam, böyle sulu yemekleri kaşıkla yerdi, dedim. Kalktım ve kendime bir kaşık aldım. Başka isteyen var mı diye sordum ama kimse ses çıkarmadı. Ben tabağımı bitirmek üzereyken, annem bana seslendi;

- Sarısı değil, beyazı bile çiğ. Hiç pişmemiş. İnce bir zara tutunmuş sadece...

Oğlum, yemek konusunda bayağı hassastır ve genç yaşına rağmen, iyi bir gurme. Bu defa şom ağzını o konuşturdu.

-Anne, sen yumurtaları direk tabağımıza kırsaydın, daha iyi olacaktı...

Annemle göz göze geldik ve başladık gülmeye.

Aslında yemek güzeldi...

Öykü Gençay Dülger

İstanbul

Bakmadan Geçme