Bugün, Bulgaristan Türklerinin efsane şairi Recep Küpçü'nün doğum günü.
Aşağıda, hiç yayımlanmamış, Biz Beyaz Zenciler öyküler ve denemeler dosyasına yazdığı önsözden alıntıyla bir dostu olarak şairi sevgi, özlem ve rahmetle anıyorum.
"...Temizlik ürünleri üreten fabrikadan ayrılalı üç ay oldu. Yani üç aydır yine işsizim. Doğduğum memlekette işsizlik ayrıca benim alınyazım. İşsizliğin getirisi belli; parasızlık, tinsel gerilim, bulantı ve bunalımlar. Oysa yapmak istediğim birçok tasarladıklarım var.
Ne ki talih bana bir kez bile yar olmadı. Elde ettiğimi hep tırnakla, dişle, söke söke elde ettim.
Bütün olumsuzluklara karşın, bu toplumsal düzende aşağılanan, adam yerine konulmayan, robotmuş gözüyle bakılan işçilerin yaşamını yansıtan yapıtlar yazmaya, insanlığa yararlı olmaya, mutluluğumu kendim yaratmaya çalıştım.
İnsanlara yararlı olmanın verdiği mutluluktan daha büyüğü yok. Geçenlerde geçimimi kazanmak için fabrikadakinden daha ağır bir işe başlamak zorunda kaldım, sondajcı oldum.
Böylece bir insanın yarınından emin olmayınca her şeye katlanması gerekir söyleminin bir boş sözden başka bir şey olmadığını anlamış oldum.
Yaşamın o karmaşık labirentlerinde dolaşmak da sanırım ikici mesleğim bundan böyle..."
***
Neye bel bağlayabilirim?
– Bir tek kendi dayancıma.
Neyle avunabilirim?
– Yalnız kendi gücümle.
Kime açabilirim derdimi?
– Kendimden başka kimseye.
Kiminle dostluk edebilirim?
– İkinci benle.
Neden böyle?
- “Bütün insanlar şeytan soyundan da ondan.”
(Şair bir şiirinde insanların şeytan soyundan olduklarını vurgulamış, başına gelmedik kalmamıştı.)
Ahmet Türkay