BENDEN RAHATI YOK…

Benim haklarım, tıpatıp Bulgaristan Türklerinin haklarına benzer.

Ben çok rahatım. Tüm Bulgaristan Türkleri de rahat ve huzurlu olmalılar. Çünkü haklarımıza, hiç bir Allah’ın kulu toz konduramaz. Dahası var. Haklarımızın kılına dahi, bir zarar gelmesin, haklarımızın üzerine her hangi birileri yürümesin diye, kimi siyasetçiler, partilerinin adını bile “Hak ve Özgürlük” koymuşlar...

Bu sadece laf olsun diye mi? Hayır, asla! Bu partinin yönetiminde öyle şahıslar vardır ki, güpegündüz karşınıza çıksalar, korkudan tir tir titrersiniz. Hele şu Peevski denilen zat, benim haklarıma göz diken birini, kedilerin yavrularını kavradıkları gibi sırtından yakalar, anında kıçı üzerine oturtacak güce kuvvete sahiptir...

Hal böyle iken, ben hiç yurdumda yuvamda rahat rahat nefes almam mı? Bir de şu teknoloji var ya! Galiba en çok Bulgaristan Türklerinin işine yaradı! Tıpkı arabalarımızı, garaj kapılarını uzaktan açtığımız gibi, bizim haklarımızı, özgürlüklerimizi uzaktan komando ile bir sürü savunanlar çıktı...

Bu nasıl iştir, demeyin sakın! Adam Beyoğlu kahvelerinde demli çayını yudumlarken, uzaktan uzağa bizi aklından çıkarmaz, bizim haklarımıza leke sürmek isteyenleri yerden yere vurmayı düşünür ve sakın bunu tek başına yaptığını sanmayın.

Bunun için dernekler kurar, federasyon bayrakları açar. Birkaç kurumun adı da hala aklımda; Bal -Türk, Bul - Göç, Bos-Göç ( her halde Bosna-Hersek Göçmenleri) , Dob-Göç. Bu da herhalde Dobruca göçmenleri olacak vs. vs.

Son zamanlarda alınan duyumlara göre, Avustralyalı bazı dernekler de bizim haklarımız peşindeymişler. Yanlış duymadınız, Avusturya değil, binlerce kilometre uzaklıktaki Avustralya’dan söz ediyoruz. Hiç şüphemiz olmasın, bundan böyle Yeni Zelanda, Kanada ve Güney Afrika gibi yerlerden de bizim haklarımızın savunucuları çıkacaktır...

İşte böyle, bütün dünya benim haklarımın peşine düşünce bana ne kalıyor?!

Ha şimdi rahat olma da göreyim! At bacak bacak üstüne, tüttür dumanını, çek erik rakını...

Mehmet  TARAŞMANDERELİ