Bulgaristan'da komünizm döneminde Türklere karşı uygulanan isim değiştirme kampanyasında, isimlerinin zorla değiştirilmesine karşı çıkanların üzerine açılan ateş sonucu ölen 18 aylık Türkan bebek, Kırcaali bölgesindeki Yoğurtçular köyündeki mezarı başında, her yıl düzenlenen törenlerle anılmakta.
Bu yılki törenlerden sonra, Kırcaalili gazeteci Vildan Bayramova'nın kaleme aldığı geniş bir yazı, Alman medyası Deutsche Welle'de yayımlanarak büyük yankı yarattı. Aynı yazı, birçok ulusal Bulgar medyasında da yer bulmuş oldu.
Söz konusu yazıdan kısa bir bölümü dikkatinize sunmaktayız:
"Dondurucu kış sabahının erken saatlerinde, Yoğurtçılar köy mezarlığında, başları eğik üç kadın, siyah mermerle kaplı bir mezarın önünde bekliyorlar.
Bu mezarda, 26 Aralık 1984 yılında, bu bölgede yaşayan yerel halkın tertiplediği protesto mitingine katılmış olan anne Fatma Feyzullah'ın kucağındaki henüz 18 aylık küçük bir bebek olan, zalim Todor Jivkov'un gönderdiği silahlı askerler ve milisler tarafından öldürülmüş olan minik Türkan yatıyor.
Tarih, 26 Aralık 1984 yılını gösterirken, Türkan Bebek, ilerleyen zamanda, Türklerin zorunlu asimilasyon kampanyasına karşı yürüttükleri mücadelenin direniş sembolü oluyor ve bu kanlı olayın cereyan ettiği yere bir anıt çeşme yapılıyor.
"Boğuluyorum, artık o gün için anlatmaya kalbim dayanmıyor, ey burası, bağrım yanıyor", diyor Fatma Feyzullah.
Bu yaşlı kadın, küçük Türkan'ın annesi oluyor ve her yıl bugünde buraya Bursa'dan geliyor. Genelde, bu ağır kaybı için konuşmaktan çekiniyor...
Bu esnada, kısa bir dua için, üç müftü ve kalabalık bir insan yığını mezarın dört bir yanını sarıyor, acılı Fatma anne ise, mezarlığı saran avluya dayanıp gözyaşlarını tutamıyor.
Daha sonra ise, burada yatan şehitlerin ve kendi yavrusu Türkan'ın anısı önünde saygı duruşu için gelen kalabalığın arasında kaybolup gidiyor..."