• Haberler
  • Tarih
  • Zorla İsim Değiştirme Kampanyası askeri harekât gibi planlandı

Zorla İsim Değiştirme Kampanyası askeri harekât gibi planlandı

Komünist rejimin Bulgaristan Türklerine karşı saldırısı nasıl başladı? Zorla İsim Değiştirme Kampanyası askeri harekât gibi planlandı Aralık 1984 - Kasım 1987 döneminde ülkenin dört bir yanından toplam 517 kişi Belene'de gözaltına alındı

 

Bulgaristan’daki Türklerin etnik ve dini kimliklerine karşı başlatılan saldırı, Todor Jivkov'un dar bir çevrede aldığı ani bir kararın sonucu değildi. Zira Komünist rejim 1983 yılının sonlarından itibaren Türklerin isimlerini zorla değiştirmek için çok ciddi bir hazırlık yaptı. 1984 yılı boyunca İçişleri Bakanlığı'ndaki iç yönetmelikler, kitlesel direniş ihtimaline karşı kolluk kuvvetlerinin potansyeli güçlendirildi, modern silah ve teçhizatla geniş çaplı silahlanma gerçekleştirildi, personel sayısı iki katına çıkarıldı, 1985'in ilk aylarında personel ve Ulusal Güvenlik ajanlarının maaşları artırıldı. Ocak 1985'te Bakanlar Kurulu, 2.000 kişilik bir İç Birliğin kurulmasına karar verdi. Gözaltı merkezlerinin ve özellikle Belene'deki toplama kampının gerekli kapasiteye sahip olmasını sağlamak için önlemler alındı. Adeta bir askeri harekât misali kapsamlı bir şekilde planlanmış ve hazırlıkları uzun sürmüş bu operasyon, Bulgaristan vatandaşı Türk azınlığına karşı takvimler 24 Aralık 1984’ü gösterdiğinde başlatıldı.

Bulgaristan’da Türk azınlığa karşı yapılan ilk isim değişikliği uygulaması, güney Bulgaristan’da Kırcali yakınındaki Gorski İzvor köyünde 24 Aralık 1984 tarihinde yapıldı. Yerel yetkililer, Türklerin pasaportlarını toplamaya, yeni isimlerini kaydetmeye ve yeni kimlik belgeleri çıkarmaya başladı. Halk barışçıl bir protesto başlattı. Yoğun kar yağışı ve eksi 20 derece olan dondurucu soğukta 24 Aralık'ta, Mleçino köyünde 1.200 kişi protesto gösterisi yaptı. 25 Aralık'ta ise, Benkovski köyünde, çoğunluğu çevre köylerden gelen 3 500'den fazla kişi gösteri düzenledi. Ertesi gün, göstericiler ve güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Kayaloba, Gorski Izvor, Mogilyane, Preseka ve Dobromirtsi köylerinden yaklaşık 3 000 kişi, Benkovski'ye doğru birkaç kez farklı yönlerden ilerleyerek sonunda köye girdi.

26 Aralık’ta Mogilane köyü yakınlarında meydana gelen çatışmalarda, aralarında 17 aylık Türkan bebeğin de bulunduğu üç kişi hayatını kaybetti.

Benzer protestolar ülke genelinde devam etti ve binlerce tutuklu çeşitli cezaevlerine gönderildi.

Aynı gün, 26 Aralık'ta Doğu Rodoplar'ın diğer bölgelerinde şiddetli çatışmalar yaşandı. Direnişe Momçilgrad'dan 1.200, Gruevo köyünden 1.000 kişi katıldı. Kırcali bölgesindeki Türk halkının direnişini bastırmak için özel bir karargah kuruldu. Milislere ek olarak, Devlet Güvenlik Güçlerive askeri birlikler, zırhlı personel taşıyıcıları, bazıları tazyikli su ile donatılmış 15 itfaiye aracı, gösterileri dağıtmak için jet motorlu özel bir araç, köpekler, tutuklama arabaları, kamyonlar ve diğer askeri ekipmanlar kullanıldı.

Bulgaristan’daki Türklerin kimliklerini korumak uğruna gösterdikleri direniş ve verdikleri mücadele sadece Kırcali bölgesiyle sınırlı kalmadı.

Türklerin 1984-1985 kışında zorla isim değişikliğine karşı direnişinin doruk noktası, yaklaşık 5 bin nüfuslu Yablanovo köyü ve çevre köylerde 17, 18 ve 19 Ocak 1985 tarihlerinde gerçekleştirilen sivil itaatsizlik hareketiydi. Bu hareket, Fedail Kocabryamov, Belediye Başkanı Hüseyin Nuh ve Parti Sekreteri Hasan Berberov tarafından başlatıldı ve yönetildi.

Başsavcıya, devlet kurumlarına ve parti yönetimine toplu halde şikayetler hazırlandı. Bu şikayetler Sofya’daki Balkan Araştırmaları Enstitüsü'nde çalışan Salih Baklacı tarafından hazırlanan bir şablona göre çoğaltıldı. 18 Ocak sabahının erken saatlerinde bir grup, şikayetlerini Devlet Konseyi'ne iletmek üzere Sofya'ya doğru yola çıktı. Daha sonra Hasan Berberov da Bulgar Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne posta yoluyla bir protesto mektubu gönderdi.

Bu arada Yablanovo girişlerine nöbetçiler yerleştirildi ve köyün dış dünyayla bağlantısı kesildi. Geceleri sokaklarda ateşler yakıldı. Direnişe katılmak için civar köylerden erkekler geldi. 18 Ocak sabahı, belediye çalışanları ve Anavatan Cephesi aktivistlerinden oluşan bir grup, toplu isim değişikliğini uygulamak üzere Kotel'den Yablanovo'ya geldi. Gruba silahlı bir milis birliği eşlik ediyordu. Yablanovo halkı, belediye binasına girmelerine izin vermedi ve onları geri püskürttü. Aynı günün ilerleyen saatlerinde köylüler, köy başındaki köprüye patlayıcı yerleştirerek Yablanovo'nun batı ucundaki Sliven-Şumen yolunu demir ve çakılla kapattılar. Bu arada, başka bölgelerde çalışan gurbetçiler geri dönüyordu. Komşu köylerden insanlar gelmeye devam etti. Geceleri tekrar mevziler kuruldu ve ateşler yakıldı. Havanın eksi 25 derecenin altında olduğu 19 Ocak şafağında tanklar, zırhlı personel taşıyıcıları, itfaiye araçları, kamyonlar ve askeri araçlardan oluşan bir konvoy batıdan köye yaklaştı. Fedail Kocaibryamov, Hüseyin Nuh ve Hasan Berberov önderliğindeki Yablanovo halkı direndi. Ön sırada kucaklarında yapay bebekleriyle kadınlar, çocuklar vardı. Ellerinde savunma amaçlı el yapımı aletler olan erkekler ise arkalarında yer aldı. Fedail Kocaibryamov tutuklandıktan sonra tanklar ve diğer araçlar kalabalığı sardı ve köye girdi. Direnişçilere göz yaşartıcı gazlı sis bombaları atıldı, itfaiye araçları üzerlerine güçlü yangın söndürme suyu sıkmaya başladı, tanklar ve zırhlı personel taşıyıcıları, erkekleri ve kadınları meydanda topladı. Hem Yablanovo'da hem de civar köylerde direnişçilere karşı şiddetli bir baskına başlandı. Filaretovo köyünde bir direnişçi tankın altında kalarak öldürüldü, çoğu tutuklandı ve ağır işkencelerden sonra çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı veya Belene'deki toplama kampına gönderildi.

Aralık 1984 - Kasım 1989 döneminde ülkenin dört bir yanından toplam 517 kişi Belene'de gözaltına alındı.

Bulgaristan Halk Meclisi, 11 Ocak 2012 tarihinde, "Totaliter rejiminin Türk azınlığına uyguladığı asimilasyon politikasını ve yaklaşık 350 000 kişinin zorla göç ettirilmesini etnik temizlik olarak kınayan bir bildiriyi kabul etti. Ne var ki, bugüne kadar tek bir suçlunun bile mahkum edilmediğini ve cezalandırılmadığını belirtmemiz gerekiyor.

BNR 

Haber üzerinde çalışanlar: Ergül Bayraktar

 

Bakmadan Geçme